Akaryakıt İstasyonlarında Petrole bağlı Çevre Kirliliği

Günlük yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen akaryakıt istasyonları yeraltı depolama tankları, tanka doldurmakta kullanılan ofset dolum boru hatları ve tanklardan pompalara yakıtı sevk eden hatlarda meydana gelebilecek kaçaklar sebebiyle çevre, insan sağlığı ve güvenliği için risk yaratmaktadır.
 
Akaryakıtların özgül ağılıkları sudan hafif olduğu için su üzerinde yüzerler. Yeraltı tanklarında meydana gelebilecek bir kaçak yerçekiminin etkisi ile yeraltı su tabakasına erişir ve bu tabaka üzerinde hareket eder. Yakın zamanda şehir içi istasyonlarda yaşanan sızıntılarda bu yakıtların yakın çevrede bulunan konutların bodrumlarına kadar ulaştığı, kırsal kesimde ise sulama amaçlı olarak kullanılan kuyularda biriktiği saptanmıştır.
 
Akaryakıtların kendisi sıvı fazda alev almazlar ancak hızla buharlaşırlar ve yanan buharlarıdır. Bu buharlar bodrum, kuyu, kanalizasyon türü düşük kotlu kapalı alanlarda birikirler. Statik elektrik dâhil herhangi bir ateş kaynağı ile buluştuklarında ise infilak eder ve yangına sebebiyet verirler. Gazetelerde sıkça okuduğumuz “Gaz Sıkışması” denen kavram aslında bunu ifade etmektedir.
 
Bu aşama yapılması gereken tank ve boru hatlarında akaryakıt kaçaklarının oluşmasını engellemektir. Teknolojinin geldiği bu noktada Tankların ve boru hatlarının çit cidarlı olması bunun için atılacak ilk adımdır. Bu yapıya sahip tanklar ve borular iç içe geçmiş iki tank ya da boru olarak düşünebilir ve bu iki duvar arsında bir boşluk vardır. Bu boşluğun amacı hem ikincil bir sınırlama hacmi oluşturmak hem de kaçakların engellenmesi ya da en kısa zamanda belirlenmesi için kullanılabilecek sistemlerin uygulanmasın sağlanmasıdır.
Bu sistemler tank ve boru hattı kaçak detektörleri diyoruz. TS-EN 13160 uyarınca Tanklarda kullanılan bu sistemler beş sınıfa ayrılmıştır. Sınıf 1 olarak belirlenen sistemler, basınçlı ve vakumlu kaçak detektörleridir.
 
Akaryakıt sadece yanıcı olması yangına patlamaya sebebiyet vermesinin ötesinde, içerikleri sebebi ile kansere sebebiyet verebilecek bileşenler içirmektedir. Meydana gelen kaçaklar sebebi ile ortama çıkan bu ürünler çevreye zarar vermekte su kaynaklarını kirleterek insanlar, hayvanlar ve bitkiler için risk yaratmaktadır.
Toprak içine sızmış ve / ve ya yeraltı su tabakasında oluşan kirliliğin etkilerini azaltmak için mekanik ve biyolojik remediasyon (iyileştirme) teknikleri uygulanmaktadır. Ancak belirtmek isterim ki bunlar çoğu zaman milyonlarca dolar bütçeli çalışmalar olmakta ve asla tam bir temizlik sağlayamamaktadır.
 
Sonuç olarak bu riskin ortadan kaldırılması için tankların ve boru hatlarının çift cidarlı olarak imal edilmesi ve bunların tank ve boru kaçak detektörleri ile izlemeleri gerekmektedir.
Salih Kilercioğlu.